YARIŞ ATI ALIM SATIMINDA VERGİ KAYBI

Yarış atı yetiştiriciliği faaliyeti zirai faaliyettir. Yarış atı yetiştiriciliği faaliyeti nedeniyle yetiştiriciye yapılan ödemelerden, Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin birinci fıkrasının (11) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmekte olup kesilen bu vergiler, sahip olduğunuz hayvan sayısının 150'yi aşmaması halinde nihai vergi niteliğinde olacak ve zirai kazanç için gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirme, defter tutma ve beyanname verme yükümlülüğü bulunmayacaktır. Ancak, sahip olunan büyükbaş hayvan sayısının yani burada konumuz olan yarış atı'nın 150'yi aşması halinde ise zirai kazancınızın gerçek usulde vergilendirilmesi gerekir. 

Kısacası; Çiftçiyseniz ve 150 adetin altında atınız varsa sattığınız atlar için bir mükellefiyet tesis ettirme zorunluluğu yoktur.

Yarış atı alış satışları yıllardır Türkiye Jokey Kulübüne bağlı Hipodromlarda ki Teknik Bürolarda yarış atının pedigrisinin ibrazı ve sahibi görünen kişi ile alıcının matbu bir A4 kağıda karşılıklı imza atılması neticesinde gerçekleşiyor. 

YARIŞ ATINI ALAN ÇİFTÇİ DEĞİLSE

Yarış atını satın alanın çiftçi veya at sahibi belgesi sahibi olmasına bakılmıyor, her isteyen parasını verdiği taktirde istediği atı yetiştiricisi veya sahibi kimse o satarsa alabiliyor. Yine aldığı atı daha sonra başka birine devretme imkanı da oluyor, bu alış verişlerde Türkiye Jokey Kulübü Teknik Bürosu yardımcı oluyor, evrakları teslim alıp bakanlığa gönderiyor. 

Bu alış veriş işlemlerinde satın alınan atın bedeli veya ödemesinin nasıl yapıldığı sorulmuyor, alıcı ve satıcı o konular da beyan etme zorunluluğunda bırakılmıyor.

KANUNDA NE DİYOR

Yetiştiriciden veya çiftçiden yarış atı alıp kendisi çiftçi olmayan, zirai faaliyeti olmayan kişiler için ise durum biraz karışık.

Bu konuyu hatırlattıktan sonra şimdi aşağıdaki kanun maddesini hatırlatalım ve ileride karşılaşılabilecek olaylarda sorumlu olabilecek kişileri uyarmış olalım.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 11 inci maddesi, tevkif yoluyla ödenen vergilerde müteselsil sorumluluk esasını getirmiş durumda. Söz konusu maddede, mal alım ve satımı dolayısıyla vergi kesintisi yapmak ve vergi dairelerine yatırmak zorunda olanların, bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, bu kişilerle birlikte verginin ödenmemesinden, alım satıma taraf olanların tümünün müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiş.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (A) fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar sayılmış, Aynı fıkranın 13 numaralı bendinde ise, çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmış.

Bu hükümlere göre bir zirai ürün (Burada Yarış Atı) çiftçilerden satın alındıktan sonra kendisi çiftçi olmayan veya kendi işletmesinde kullanmayacak olana geçtikten sonra mantık olarak ticari mal konumuna geçmekte. Bu ürünle ilgili tevkifatın yapılmaması halinde, ürünü çiftçiden satın alanın sorumluluğu olmakla birlikte, bu ürünün daha sonraki safhalarda alım-satımına taraf olanlar da tevkif yoluyla ödenmeyen vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından müteselsilen sorumlu olacaklar.

Diğer bir anlatımla, yarış atlarını çiftçi, yetiştirici veya at sahibi dışındaki kişilerden, satın alandan satış alınması halinde, ürünü satın alanlar, bu ürünlerle ilgili gelir vergisi tevkifatının yapıldığına kanaat getirirlerse, gelir vergisi tevkifatını yapmayabileceklerdir. Bu durumda, tevkif yoluyla ödenmesi gereken vergi ile buna bağlı ceza, gecikme faizi ve gecikme zammından müteselsilen sorumlu olacaklardır. 

OLAYI ÖRNEKLE ANLATMAK GEREKİRSE

Çiftçinin yetiştirdiği tarım ürününü satın alıp, hale getirip, manava, markete satan kabzımal nasıl gelir vergisine tabi çalışıyor, mal üzerinden KDV ve Gelir Vergisi ödüyorsa, yetiştiriciden yarış atını alıp daha sonra üçüncü bir kişiye devreden kişiler içinde çiftçi olmayanlar, at sahibi belgesi bulunmayanlar varsa aynı vergiler söz konusu olabilir. 

Çiftçi olmayan bir kişinin yetiştiriciden aldığı bir yarış atını üçüncü bir kişiye daha yüksek bir fiyata satması halinde elde ettiği kar gerekli incelemenin yapılmamış olması yüzünden vergilendirilmemiş olmakta, Gelir ve KDV yönünden vergi kaybı doğmaktadır.

Bugüne kadar bahsettiğimiz kanun yok sayılmış ve çiftçiden yani yetiştiriciden at almış olanlar, kendileri çiftçi olmadıkları durumlarda bile hiç bir vergi kesintisi ve bunla ilgili ödeme yapmamışlardır. Ayrıca kendileri çiftçi olmadıkları halde alıp daha sonra sattıkları yarış atları için kar elde ettilerse gelir vergisi ödemesinde de bulunmamışlardır.

Ayrıca en düşük fiyatlı atın bile fiyatının belgelendirmek zorunluluğu olan 8.000 TL üstünde olması nedeniyle, herkes çiftçi statüsünde düşünülmüş para alışverişinin de takibi yapılmamıştır.

Daha doğrusu biz bildirimde bulunanı görmedik diyeyim belki bulunan vardır onların hakkını yemeyelim.

Pin It