AT TÜRK'ÜN KANADIDIR..
Körün oğlu vardır destanlarımızda Asıl adı Yılmaz Rüşen'dirde, Bolu beyi bir at için babasının gözlerine mil çektirince bizim Yılmaz Rüşen olmuş KÖROĞLU... Sonra intikamını almış elbette, hain Bolu beyinden ama Yıllar sonrasında bu hikaye bizlere bir sinema flimi olarak sunulmuş Fahrettin Yüreklibatur ağabeyimiz yani Cüneyt Arkın'da başrolde oynamıştır. Bunu neden anlattığımızı yazımızın sonunda göreceksiniz.
ATATÜRK' GERÇEK BİR AT TUTKUNUDUR..AMA GÖNÜL FERMAN DİNLEMİYOR !
ATATÜRK Kim ne derse desin, O' gerçek bir Osmanlı subayı ve neferidir...
Ne gariptir ülkemizdeki en güzel hanımlar hep İzmirlidir ! Kanıt arayanlar için tavsiyemiz ülkemizdeki güzellik yarışmalarına bir göz atmalarıdır. Neyse gelelim konumuza İzmir nihayet düşman işkalinden kurtulmuş ve komuta karargahı olarak Uşakı zadelerin Göztepe'deki konağı seçilmiştir. Latife hanım evin Fransa nın sorbonunda okumuş kültürlü ve güzel kızıdır..
Koca yürekli komutan kendi terimi ile yazalım LATİF' kıza abayı yakmış sonuçta ise iş Zübeyde ana'ya düşmüş düşmüşte İzmir'e yüz görümlüğü olarak Zübeyde ana ile ne gönderilmiş biliyormusunuz ? Büyük komutan nın Trablusgarp'ta satın aldığı ve en sevdiği atı olan ve tüm yaşamı boyunca bu safkana bir can dostu Salih Bozok binmiştir birde kendisi işte bu kıymetli safkan SAKARYA İzmir'e yüz görümlüğü olarak Latife hanıma yollanmıştır.
Atatürk'ün Latife Hanım'a ve çok sevdiği atlara verdiği değeri buradan anlamakta mümkündür.
ATLARIN SİHİRLİ GÖZLERİ VARDIR...
Aslında, yarış atları çok farklı. Onlar sporcu, diğer atlardan çok başkalar. Bakışları gözleri, çok asil ve marur, inanılmaz güzeller... Ama bunlar çok sevimliler, çocuklara müthiş yakınlar. Sanki onları gezdirmek, eylendirmek için birbirleri ile yarışıyor gibiler. Gözlerinde mutluluk var ve çocuksu bir tavırdalar. Bence bu küçük atlar çocukları çok seviyorlar ve onlarla mutlular. Bir de sokaktaki atlar var, onların gözlerinde hep hüzün var. Araba çekenler, ya da fayton da kullanılan atların gözleri hep hüzünlüdür. Çünkü onlar gözlerindeki sihiri kaybetmiştir. Çünkü onlar özgür değildir. Nasıl mutlu olsunlar ki? Sihirli bakışları nasıl olsun ki ?”
Sihir ya da büyü, bunu bilmem ama atların gözlerindeki o müthiş bakışlar ve bu güzelim varlıkların, koşar durumdaki o doyulmaz görüntüleri sanırım çoktan yaşam sevinçlerimiz olmuş da bizim haberimiz bile olmamış, bizim kaderimzi atlarla yazılmış.
"KÖROĞLU DESTANI" BİR DESTAN YAZMIŞTIR...
Yıllar önce Bursa ilimizde bir yarış koşulmuştu ve "KÖROĞLU DESTANI" isimli bir safkan potaya çok yakın bir anda sakatlanmış ve ön iki ayağı da kırılmasına karşın potaya uzanmıştı. İşte bunun adı "Sihir" olmalıydı. Böylesi bir olay başka nasıl isimlendirilebilir ki ...
Kazanma hırsı ya da iç güdüsel bir davranış olduğunu söyleyeceklere de bir sözüm olacak: “Sanırım siz tutkun değilsiniz bu sihirli gözlere. Daha çok zaman gerekli bu sihirli bakışları görmeniz için. Bakacaksınız ama gerçekten görmek için bakacaksınız ve sanırım sizler de bu sihirli gözlere bir gün tutulacaksınız”
