Sevgili Sondüzlük Ekürilerim,

Geçen hafta başladığımız haftanın yaşanan olaylarına değişik açıdan baktığımız yazılarımıza devam ediyoruz.

Bu haftanın en önemli konusu ÇETİN’e yarış hakkının yeniden verilmesi oldu. Çetin’in koşup koşmaması ve hakkında yapılan ileri geri konuşmalar pek önemli değil. Çünkü verilen bir pedigri ve mahkeme bilir kişilerince, çok değerli üniversitelerimizce yapılmış açıklamalar, raporlar var. Burada esas konuşulması gereken çok büyük bir yetiştiricilik başarısı. Çetin isimli Arap atının yetiştiricisi Mahmut Alpay bence ülkemizin en değerli yetiştiricilerinden biri ve ülkemizde daha iyi yerlerde olması gereken, mutlaka elinden tutulup bilgilerinden faydalanılması gereken bir şahıs.
”Mahmut Alpay’da kim, ona gelene kadar kimler var” diye düşünenler olabilir. Ama istatistikler ve kazanılan başarılar çok açık gösteriyor ki ülkemizin en büyük yetiştiricisi Mahmut Alpay’dır. İsterseniz beraber bir inceleyelim...
Mahmut Alpay 10.05.1993 tarihinde doğan Tansel’le başlayan yetiştiricilik döneminde bugüne kadar yalnızca 4 adet Arap atı yetiştirmiş. Bunlar Tansel (Kudret 5-Neval), Deprem (Erdoğanbey-Neval), Erşahin (Akgün-Gamze II) ve Çetin (Antalya-GamzeII) ‘dir.

Bu 4 safkan bugüne kadar 112 yarış koşmuş. Bu 112 yarışın 62 tanesinde birinci olmuştur. Yani bu istatistik inanılmaz, kazanma yüzdesi %55 lerin üstündedir. Ayrıca bu 112 yarışın 11 tanesinde ikinci, 5 tanesinde üçüncü, 8 tanesinde de dördüncü olunmuştur ki buda 112 yarışta 86 adet tabelaya denk gelmektedir. Tabela oranı da % 77 civarıdır.

Şöyle bir düşünün 1993 te ilk doğan tayınızla yetiştiriciliğe başlıyorsunuz, en son doğan tayınız 2002 senesinde adıda Çetin. Bu 10 yılda yetiştirebildiğiniz yalnızca 4 at. Fakat istatistikler mükemmel. Kazanç kimsenin hayal edemeyeceği oranda. Birincilik yüzdesi %55 ten fazla, Tabela oranı % 77 civarı. İnsan yetiştiricilik konusundaki bu büyük yeteneği neden daha fazla geliştiremedik, neden daha fazla tay yetiştirmesini bu kişiye yaptıramadık diye üzülüyor. Bence şu anda tam zamanı. Tarım ve Köy İçişleri Bakanımıza bu sayfalardan sesleniyorum ; Bu kadar başarılı, büyük bir yetiştiricimizi Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü bünyesine alalım. Devletimize, Milletimize faydalı olmasını sağlayalım. Hiçbir şey yapamıyorsak bilirkişi veya danışman olarak atayalım. Bu yetenekten faydalanmazsak emin olun çok yazık olucak. Bu yeteneğimizin 10 yılda 4 tay yerine, 1 yılda 40-50 tay yetiştirdiğini düşünsenize. Ülkemizdeki Arap atçılığı nerelere gelir, beklide yurtdışına at satar, Dubai’de ki büyük yarışları bile kazanabiliriz. Ben mutlaka bu konunun üstünde durulması gerektiğini düşünüyorum.

Bu hafta İstanbul Yarış sezonu başladı. Kesintilerin düştüğü 1 Nisan günü Veliefendi Hipodromu 8 yarışlık güzel koşularla yeni bir sezona merhaba dedi. Yapılan aktiviteler ve gelen izleyicilere sunulan hizmetlerle İstanbul Veliefendi Hipodromu yine farklı bir yapıdaydı. Bu sene ilk defa seyislerimize kumanya dağıtılması ise yeni yönetimin bazı kesimleri göz ardı etmeyeceğinin ilk işaretleri olarak olumlu karşılandı. Sistemin en önemli parçalarından biri olan seyislerimizin yaşam şartlarının üst düzeye çıkarılması için bu yönetimin gerekli girişimleri yapmasını ve olumlu adımlara devam etmesini bekliyoruz. Zincirin en güçsüz parçası için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız.

İstanbul Yüksek Komiserler Kurulu ise ilk günde hayal kırıklıkları ile sezona başladı. Günün 6. koşusunda Güzgülü isimli safkan dış kulvardan sprinte kalktığı anda iç kulvara doğru yatarak rakiplerinin önünü kesti. Diğer rakipleri Güzgülü içe doğru yatmasa onu geçebilecek güçtemiydiler, bu içe yatmadan etkilendilermi, bence hayır. Güzgülü içe yatmasa ve rakiplerini kapamasa bile çok rahat ikinci olurdu. Yarışın değişmesi bir yere kadar savunulabilir ama Güzgülü’ne binen Fuat Çakar yarışın ardından şu ana kadar ceza almadı. Yani yarış değişti, Güzgülü ikincilikten beşinciliğe atıldı ama jokeyi ceza almadı. Bana bu konu bayağı ilginç ve tartışılması gereken bir konu gibi geldi. Bugüne kadar ben bu tür bir uygulamayı görmedim. Bu kararı verirken Komiserler ne düşündüler çok merak ediyorum.

Geçen haftaki yazımızda D-Smart reklamlarından bahsedip, gazete reklamlarında Hipodrom Tv’nin yalnızca kendilerine ait kanalmış gibi gösterildiğini yazmıştım. Bu hafta arası bu konunun açıklığa kavuşması için yazılı olarak bilgi istedim. Hipodrom Tv’nin şifreye girmeyeceğini ve diğer uydu alıcılarından seyredilebileceğini yazılı olarak bildirdiler. Şimdilik sorun yok gibi görünüyor, inşallah bu durum bozulmaz.

Haftaya görüşmek üzere, Şansınız açık olsun...

Ufuk Çakır
02.04.2007
www.sonduzluk.com

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Pin It