Bugünkü konumuz Dernekçilik, Gazetecilik ve At Yarışları...

 

Üçünü bir arada toplarken bu yazıda kendisinden bahsettiğimiz kişilerin hiç biriyle bir derdimiz olmadığını en başta söyleyelim. Hepsi çalışıp kazanıyor, kazandığının hakkını veriyorlar. Daha çok kazansınlar lafımız yok ama kurumlardaki görevlerini de tam ve layıkıyla yapsınlar, bizim tek derdimiz kurumlarını temsil ederken esir olmasınlar... Bunu en başta belirtelim.

 

İlk başta Dernekçilikle başlayalım...

 

Öncelikle Derneklerin birer Sivil Toplum Kuruluşları olduğunu hatırlatalım. Sivil Toplum Kuruluşu olmak ne demek; “Topluma karşılıksız hizmet etmek” demek, özellikle derneğinin ilgi alanındaki toplumsal sorunlara kayıtsız kalmamak demek, sorunları tespit edip bunları çözmek için fikir üretmek, çözüm üretmek demek.

Dernekler  siyasetin üstündedir, kişiler ve kurumlar üzerindedir. Dernekler her görüşten insanı içinde barındıran, toplumun tüm problemlerini tarafsız olarak görebilen ve yeri geldiğinde hatalara karşı çıkarak çözüme giden kurumlardır.

 

Bu yüzden bir kurumun taraftarıymış gibi durmak, dernekçiliğin mantığına aykırıdır. Özellikle dernek yöneticileri kendi görüşlerini ön plana çıkarmaya çalışması; başta dernek tüzüğüne aykırıdır. Daha önemlisi fikirlere saygı, adalet ve dürüstlük gibi kavramlar zaten dernekçiliğin de temel ilkelerindendir.

 

İkinci sırada Gazetecilik Dedik...

 

Gazeteci Halkın aynasıdır, Halkın Sesidir.

 

Bir yazar veya bir gazeteci için altın kurallardan biri objektif olabilmektir. Gazeteci Siyasette partizan, sporda fanatik, bir kuruma bağlı olmaz. Bir kurumun yolunda hareket etmek ona bağlı çalışıyor olmak bir gazetecinin meslek hayatının kısır döngüde dönmesine sebep olur. Bunları yapan Gazetecei Objektif olamaz, bir süre sonra inandırıcılığınızı yitirir ve sadece arkanızı dayadığınız  kitlenin, kurumun gazetecisi olur. Sosyal fayda üretmeden, sorunlara çözüm aramadan yalnızca peşinden sürüklendiğiniz kuruma bağlı kalırsanız, kimseye faydanız olmaz, sizin adınızda gazeteci veya yazar olmaz. Unutmayın tüm iktidarlar ve yönetimler geçicidir, kalıcı olan Halk'tır. Yazarlığın amacıda Halka hizmet etmek olmalıdır.

 

Ve At Yarışları...

 

Konuyu Dernekten açıp Gazeteciliğe getirdik ve sonunda da At Yarışına bağladık. Bu üçlüyü Ülkemizde bir araya getiren kurum yok. At Yarışı hepimizin ortak noktası ama "Yarış Basını" kavramı Ülkemizde bir kurum çatısı altında toplanmamış durumda.

 

At Yarışı Yazarları Derneği kağıt üzerinde isim olarak var ama onun Amacı'da Tüzüğünde yazdığına göre

"At yarışı yazarlarının bir çatı altında toplanmasını sağlamak, meslekleriyle ilgili ve ekonomik, sosyal, kültürel hak ve çıkarlarını koruyup geliştirmek" ve yine Dernek Çalışmaları altında "Yarış yazarlarının maddi ve manevi gelişmesini sağlamak" diye de bir madde de ne için çalıştıkları yazılmış.

 

Kendisini Yarış Basını olarak görenlerde tüzükte yazdığı gibi yalnızca kendilerini gelişimlerinin peşindeler.

Bu Dernek yöneticilerinin TJK ile olan maddiyata dayalı bağlılıkları nedeniyle, kendilerini Yarış Basını olarak görmelerine rağmen, Halkın Sesi,Halkın Aynası olmaları mümkün değil. TJK ile ilgili konularda eleştirisel yayın yapmaları, kendilerine iş veren kişileri, yöneticileri eleştirmeleri ve objektif olmaları mümkün değil.

 

Ve işin garibidir ki bu kişiler kendilerini "Yarış Basını" olarak görüyorlar. Başka kavramlar isimler getirmek istemiyorum ama bu kişilerin kendilerine Yarış Basını demelerini kesinlikle kabul edemiyorum.

 

Yukarıda da dedik, yine söyleyelim;

 

Gazeteci Halkın aynasıdır, Halkın Sesidir  bir yazar veya bir gazeteci için altın kurallardan biri objektif olabilmektir. Partizan, fanatik, bir kuruma bağlı onun yolunda hareket eden, ona bağlı çalışan gazeteci inandırıcı olmaz, halkın değil kurumun gazetecisi olur. Sosyal fayda üretmeden, sorunlara çözüm aramadan yalnızca peşinden sürüklendiğiniz kuruma bağlı kalırsanız, kimseye faydanız olmaz, sizin adınızda gazeteci veya yazar olmaz. Unutmayın tüm iktidarlar ve yönetimler geçicidir, kalıcı olan Halk'tır. Yazarlığın amacıda Halka hizmet etmek olmalıdır.

 

 

Şu an kendine "Yarış Basını" diyen ama objektif olamayan bir kuruma bağlı çalışan kişiler için Yarış Basını tabiri kullanılamaz olsa olsa "TJK'nın Maaşlı Basını" denilebilir.

 

Kalın Sağlıcakla,

 

Ufuk Çakır

17.04.2019

 

 

 

Pin It