Erkan Barış: "Gazi Koşusu büyüklüğünü isminden alıyor"Bu hafta dakikada 180 kelime söyleyebilen,1-1,5 dakikada on binlerce kişiyi heyecana sürükleyen, binlerce atı birbirinden ayırt edebilen Türkiye'nin başarılı at yarışı spikerleri şefi Erkan Barış ile konuştuk

-Erkan Bey öncelikle sizin hikâyenizi öğrenmek isterim. At yarışı spikerliğine nasıl başladınız, öncesinde hangi işle uğraşıyordunuz?

-Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Lise yıllarımda İstanbul’da bir özel radyoda program yapmaya başladım. Yayıncılığı sevdim ve 5 seneye yakın süre farklı radyolarda çeşitli programlar yaptım. En son Balins FM isimli radyoda at yarışlarının yayınlandığı programın sunuculuğunu yapıyordum. Türkiye Jokey Kulübü’nün düzenlediği Basın Teşvik Ödülleri yarışmasında, en iyi radyo programı yapımcısı ödülünü aldım. Zamanla basın ve televizyon birimleriyle ilişkimiz kuvvetlendi. O dönemin yetkili kişileri spikerliği yapabileceğime inandıklarını belirtmişlerdi. Hem üniversitede okuyor, hem radyoculuk yapıyordum fakat at yarışı spikerliğini tercih ettim. 2000 yılından beri at yarışı spikeriyim.

-Çok az kişinin yapabildiği bir meslek bu. Şu an ülkemizde kaç at yarışı spikeri bulunmakta?

-Şu an 8 spikeriz. Ayrıca yurt dışı yarışları anlatan 3 arkadaşımız da var. 5 yeni arkadaşımız da aramıza yeni katıldı. Onlar da mesleki eğitimlerini tamamladıktan sonra yarış anlatımına başlayacaklar.

-Mesleğiniz aynı zamanda hata yapmaya da müsait. Eleştiriler oluyor mu ve eleştirilere nasıl yaklaşıyorsunuz?

-Eleştiriler tabii ki oluyor. Eleştirilmek insanın kendini geliştirebilmesi için iyi bir fırsattır aslında. Eleştirileri dikkate alıyorum ama gerçek dışı, objektif olmayan, taraflı ve kasıtlı yorumları dikkate almıyorum.

2.jpeg

-Bildiğim kadarıyla mesleğinizle alakalı herhangi bir eğitim kurumu bulunmuyor. İşe başvuru ve eğitim aşamalarından bahsedebilir misiniz?

-Evet mesleğimizle alakalı herhangi bir eğitim yeri mevcut değil. Biz zaten diksiyon, tonlama, nefes kontrolü vb. bir spikerde olması gereken donanımlara sahibiz. At yarışlarının tüm dinamiklerini bunlarla birleştirip yayına aktarıyoruz. İşe başvuran arkadaşlarımızın da bu donanımlara büyük oranda sahip olması gerekiyor. Ardından uzun süren bir eğitim aşaması var. Heyecanı kontrol etmekle başlayıp, kısa süre içerisinde sürekli değişen bir olayın nasıl doğru ve anlaşılır bir şekilde aktarılması gerektiğiyle ilgili uzun bir süreç var.

-Yarışları anlattığınız gün yaptığınız hazırlıklar ve çalışma prensipleriniz nelerdir? Yarışların önem derecesine göre yaptığınız hazırlıklarda farklılıklar oluyor mu?

-Bizim en önemli verimiz jokey formalarının renkleri ve desenleridir. Her yarıştan önce onları ezberliyoruz. Bunun yanı sıra atın rengine, takılarının rengine hatta bazen bandajlarına, yelelerinin örgüsüne, sekilerine, akıtmasına baktığımız bile oluyor. 2 at arasında ne kadar benzerlik varsa biz de çalışmayı o kadar detaylandırıyoruz. Motivasyon bizim için çok önemli, her şeyi unutup yarış bitene kadar tamamiyle odaklanmanız gerekiyor. Her yarışta benzer bir çalışma yapıyoruz ama önemli koşularda bu çalışmayı daha önceden başlatıp tekrarları daha fazla yaparız. Ezberlenen bilgiler unutulabiliyor ki bazen 1 günde 10 yarış olabiliyor ve onlarca atın bu bilgilerine ilaveten isim ve numaralarını da beynimize tekrar tekrar yazıp siliyoruz.

-Türkiye’de 10 farklı şehirde at yarışı düzenleniyor. Bu durumda çalışma şeklinizi nasıl belirliyorsunuz?

-Sürekli farklı illere seyahat ediyoruz. O yıl ilan edilen yarış programına göre, hangi ildeki spiker arkadaşımızın nerede çalışacağı belirleniyor. Duruma göre çok değişkenlik gösterebiliyor.

5-001.jpeg

-Gazi Koşusunun sizin için öneminden bahseder misiniz?

-Gazi Koşusu büyüklüğünü isminden alan bir koşu. Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına yıllardır yapılan klasikleşmiş bu koşunun değeri manevi anlamda benim için çok büyük. Yılın şampiyon tayının belirlendiği sezonun en önemli koşusu. Seyir zevki yüksek ve prestijli bir koşu Gazi Koşusu…

-Atları, jokeyleri nasıl ayırt edebiliyorsunuz? Özellikle son virajdan sonra kazanan ismi tahmin ettiğiniz oluyor mu?

-Atları birbirinden ayırırken formalardaki renk, desen, jokeyin kep rengi, atın rengi, renginin tonu, takılar ve renkleri, jokeyin biniş tarzı vb bir çok farklı şey bizim için ayırt edici unsurlar. Kazanacak atı henüz son metrelere gelinmeden tahmin ettiğimiz oluyor. Fakat at yarışı çok değişkendir yani kimse “Ben kazanacak her atı önceden bilirim” diyemez.

-Atlardan bahsedelim. Onların güçlü ve duygusal canlılar olduğunu biliyoruz. Atlarla ilgili neler söylersiniz?

-Atlar insanla iletişim kuran ve belli bir zaman geçirdikten sonra bu bağı güçlendiren sizi tanıyan ve seven duygusal canlılar. Atların asil duruşunu ve gözlerini çok seviyorum. Gözlerine baktığımda bakışları sanki bir şeyler anlatıyor.

4-001.jpeg

-Ağırlıklı olarak erkek spikerlerin aktif rol aldığı Türk yarışçılarında, atlara tutku besleyen kadınların da fırsat bulduklarında son derece başarılı olabileceklerini gördüğümüz örnekler oldu. Sizin bu konuda ki görüşleriniz neler?

-Kadınlar at yarışçılığının her dalında başarılı işler sergiliyorlar. Bence erkeğin yapıp kadının yapamayacağı hiç bir meslek yok. Sunucu arkadaşımız Esen Gök, Türkiye’de at yarışı anlatan ilk kadın spiker oldu ve bu dalda bir ilke imza atıp, ileride bu mesleği yapmayı tercih etmek isteyenlerin de yolunu açmış oldu.

-Her mesleğin zor bir yanı olabiliyor. Sizin mesleğiniz zor yanı neler ve bu zorluklarla nasıl baş ediyorsunuz?

-Biz gerçek anlamda sanat icra ediyoruz. Kısa süre içerisinde çok hızlı gerçekleşen bir olayın resmini çiziyor, senaryosunu yazıyoruz. Sürekli değişen bir şeyi doğru şekilde tasvir ediyoruz. Nefesimizi ve heyecanımızı kontrol ederken, düzgün Türkçe kullanarak ve düzgün tonlamayla, bütün bunların hepsini doğru şekilde aktarabilmek gerçekten çok zor. Atlar 1 saniyede 18 metre yok kat edebiliyor ve kendi boyunun 5-5,5 katını koşabiliyor. Birkaç at son metrelerde yan yana geldiğinde kalan süreyi ve sarf edilmesi gereken çabayı düşünün.

-Aranıza katılmak isteyen arkadaşlara, yapmaları gerekenler konusunda tavsiyeleriniz nelerdir?

-Yarış spikeri olmak isteyen arkadaşlarımız, akıcı konuşma ve diksiyon çalışmaları yapabilirler. En azından ortalama bir at yarışı bilgisine sahip olmaları gerekiyor. Bizim yayında kullandığımız tabir ve terimleri de kullanarak, yarışın sesini kısıp kendileri anlatarak pratik yapmaları lazım. Ne kadar çok anlatım yaparlarsa, kendilerini o kadar çabuk geliştirebilirler.

3.jpeg

-Son olarak at yarışları harici yaptıklarınızdan ve gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?

-Düzenli olmasa da spor yapıyorum. Yüzmeyi çok seviyorum ve fırsat buldukça yaz kış yüzmeye gayret ediyorum. Radyoculuk yıllarımdan beri müziğe olan ilgim devam ediyor. Klasik ve akustik gitarım var, amatör olarak da olsa gitar çalmaya çalışıyorum. Birkaç yıl önce mini bir stüdyo oluşturdum ve müzik alt yapıları üzerine çalışmaya devam ediyorum. Şiir ve hikaye yazmayı da severim. Sözü ve müziği bana ait eserlerim var. Aranjörlüğünü Bertan Coşar’ın yaptığı bir şarkımı sürpriz bir isim okuyabilir. Bertan Hoca’yla 5-6 aydır onun üzerine çalışıyoruz. Şarkımıza inanıyor ve başarılı olacağını umuyoruz.

-Bu keyifli sohbet için teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

-Bana sayfalarınızda yer ayırdığınız için teşekkür ederim.

Pin It