İLK MİLLİ İÇKİMİZ KIMIZ NEDİR, YARARLARI NELERDİR

İçenin önce boğazını yakan ve sonra kulaklarını uğuldatan ekşi ayran tadına benzer bir tadı olan kısrak sütüdür Kımız.
 
Kımız, beyaz renkte süte göre daha akışkan, daha homojen bir yapıya sahip olup pıhtı içermez.
Kendine özgü tat ve kokuya sahiptir. Kendine has süt kokusu dışında yabancı bir koku bulundurmaz. Kımızı ilk içenler, kekremsi bir tat hissederler. Damakta hoş bir lezzet bırakır.

KIMIZ NASIL YAPILIR?

Kısrak sütü doğrudan doğruya sağılır. Sıcak tutulan kablar içinde bekletilerek İyice köpürdükten sonra, hava sızdırmıyacak şekilde tulumlara doldurulur. ağzı iyice kapatılır ve saklanır. Taze kımız ancak kısrak veya devenin doğumundan sonra elde edilir. Kısrak sütünden yapılan kımız Ekşi ayranı anımsatmaktadır.Bugünkü manada alkollü içki saymak imkansızdır. Ancak mayalanma esnasında içinde çok az oranda alkol bulunmaktadır. Bilindiği kadar, kımız at sırtında uzun yolculuklarda ortaya çıkmış bir içecektir. Hatta bazı araştırmalarda Türk‘e atadan kalmış bir ilaçtır.

Kımızın kimyasal yapısı hakkında ilk bilimsel bilgi, Rus ordusunda görev yapan İskoçyalı Dr. C. Griw'in 1784yılında yazdığı rapor olmuştur. Fakat bu rapordan önce Tatar Türklerinin yaşadığı bölgeye 1253 yılında seyahat eden Fransız W. Rubrikas kımızın yapılışı, tadı, sarhoş edici ve insan sağlığı üzerindeki tesirleri hakkında bilgiler vermiştir. Bu bilgilerden önce de, Herodotos İskitler ‘den bahsederken onların dişi atların sütünden
içki elde ettiklerini belirtir. 
Herodotos'tan sonra ise yukarıda da belirttiğimiz gibi "XII. asra kadar Batıda hiçbir yazar kımızdan bahsetmemiştir. XII. asırdan sonra Rus yıllıklarında kımızdan bahsedildiği görülmektedir .’’ Togan'na göre de İskitler kımız içerler. 
Görüldüğü gibi şuan unutulmuş olan belki azda olsa hatırlanan kımız, günümüzde ayran nasıl bizim için önemliyse kımızda eskiden o kadar önemliydi.
 
Başta Türk Cumhuriyetleri ve Rusya olmak üzere, hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinin araştırmalarına göre tespit edilen faydalan şunlardır:

KIMIZIN FAYDALARI NEDİR?

Fransız keşiş ile 13. yüzyıl misyoneri Gilyom de Rubruk, 1253'te "Tataria" ya yaptığı seyahatla ilgili değerlendirmelerinde kımızın hazırlanışı, tadı ve etkisini ilk kez ayrıntılı açıkladı.

  • Kanda trigliseritler ve kolesterol düşürür, böylece ateroskleroz ve buna bağlı kalp hastalıkları, kalp krizi ve akut inme riski azalır.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirir.
  • Kansere karşı koruma sağlar.
  • Beyin, retina, sperm, cilt hücreleri güçlenir.
  • Diyabet için faydalıdır.
  • Kanı inceltir ve akışını kolaylaştırır, kan pıhtılaşmasını önler.
  • Romatizmal hastalıklara karşı koruma sağlar.
  • Beyin ve sinir sisteminin sağlıklı şekilde çalışmasında etkileri vardır.
  • Depresyon tedavisini destekler.
  • Bunama ve Alzheimer hastalığı riskinin azaltmasına yardımcı olur.
  • Ruh hali, yoğunlaşma, bellek, dikkat ve davranış bozukluklarına karşı destek sağlar.
  • Saldırganlık azaltmaya ve sakinleştirmeye yardımcı olur.
  • Mizaç, tepkisellik ve kişilik üzerinde olumlu etkisi vardır.
  • Kımız içen kişilerde gözde yaşa bağlı olarak gelişen sarı nokta hasarları riskini önlenebilmektedir.
  • Kımız’ın antienflamatuar etkisi vardır. Ayrıca kas-iskelet sistemi ve bağışıklık sistemi üzerinde faydalı etkileri bulunmaktadır.
  • Kımız, kemik ve eklem sağlığında etkili ve yararlıdır.
  • Kemiklerde kalsiyum toplanmasına destek olarak güçlenmelerini sağlar.
  • Eklem iltihabı ve kıkırdağa zarar veren enzim aktivitesini azaltır.
  • Eklemlerde hassasiyet ve sabah sertliğini azaltır.
  • Romatoid artritli hastada ilaç ihtiyacını azaltır.
  • Kımız özellikle kalp ve damar hastalıkları açısından yararlıdır.
  • Kımız tüketenlerde koroner kalp hastalığına bağlı ölümlere daha az rastlanır.
  • Kalp damar hastalığı riski olanların ya da bu hastalığa yakalanmış olanların kalp sağlığını korumaya yardımcı olur.
  • Damar sertliği oluşumunu yavaşlatır.
  • Trigliseritlerin kan düzeyini düşürür.
  • Kalp hastalıklarında “kötü kolesterol”ün (LDL) düşürülüp, “iyi kolesterol”ün (HDL) artırır.
  • Kalp krizi sonrası felç, ikinci bir kalp krizi ya da ölüm riskini azaltır.
Kazaklarda "Kımız içen evin uçuğu bile olmaz" diye bir atasözü bile vardır.
 
Kımız günümüzde adını azda olsa tekrar duyurmuşta olsa Anadolu Türkleri günümüzde Orta Asya’dan ülkemize göç edenler elbette kımız yapabilir veya ülkemize getirtebilirler arasında kımız yapmayı bilen yoktur. Şuan milli içkimiz olan ayran kadar hatta ayrandan bile eski olduğuna dair rivayetler vardır.
Alıntı:

KAPSAMHABER 

LİSANS TEZİ ESKİ TÜRKLERDE ''AT'' KÜLTÜRÜ
Furkan Çolak
Pin It